Bazısı insanoğlunun, çok garip edalara hükmederek nefes alır. Koştuğumuz tüm yalan gerçeklerin bilmezden gelinmesi, insanı kendi kaosuna sürüklüyor. Bir kadın çığlığında gizliyor tüm anlamlarını misal. Kimi de eliyle taşları topluyor. Oysa döngü sezilmemiş tüm hissiyatların tarifsiz bilgisinde yatıyor.
yani...
Tecrübe ettikçe aslında elimizde olmayan tüm bilinçleri kazanıyoruz. ...ve bize yaftalanan tüm hırsların aslında yokluktan geldiğini anlıyoruz.
İnsan büyüdükçe vazgeçiyor bir çok şeyden. Oysa küçükken ne de çok vardı ileri doğru koşan hayaller. Hem de inanılmaz bir hızla. Geçmişi öğrendikçe adeta, yani geçmiş hakkında bilgimiz ne kadar çok artarsa o kadar vazgeçiyor(sun) insan yarından.
gelecek katlediliyor:
Sızıntı büyük, sorumluluk ağır. Vaz mı geçmeli haz mı almalı? Kaçınılmaz son ise zorunlu kabullendiriş. en güzeli ise kendini şelaleye doğru hızla ilerleyen bir nehirde deniz yatağıyla, ağzında sigaran, ellerin ensende kenetli bırakmaktır, gökyüzüne son kez bakarak.
İşte sana sonsuz şimdi'nin en kısa ama en uzun yolu.
Susmak ve devir alan tüm eylemleri pencereden sokağa bakar gibi izlemek bazen en güzel olanı insanoğlu, bazen de dinlemek o çığlığı:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder